Yabanci Basindan > Başkalarinin başina da gelebilirdi

Habib GEREZTürk Yahudilerinin aydınlanma ve sanattaki yeri, tarihsel süreçteki gelişimi ve sanatçı kavramını Habib Gerez`in perspektifinden yayınlıyoruz

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yossi SARİD

Dünyanın Yahudi ıstırabını kabullendiğine şüphe yok; fakat Yahudi ıstırabı dünyaya ve dünyanın ıstırabına bir kapı açabildi mi? Keşke emin olabilseydim.
Üç ay önce, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 27 Ocak tarihini Uluslararası Holokost ve Kurbanlarını Anma Günü olarak belirledi. Bundan sonra bu özel gün birçok ülkelerde anılacak; çünkü 27 Ocak aynı zamanda Kızıl Ordunun Auschwitz-Birkenau ölüm kampından insanları kurtarışlarının yıldönümü.
Geçen Cuma, kurtarılıştan 61 yıl sonra, Birleşmiş Milletlerin kararı ilk defa uygulandı ve bu olay tüm dünyada yankı uyandırdı. Bir zamanlar bize merhamet duymayan kimseler için, gökyüzü hatıralarla kaplandı. Aniden dünya bizim tarafımıza geçti; öyle ki bize devamlı düşman olanların, politikacıların ayak dirediği aynı dünya…
Bu ay çıkardığım yeni kitabımda, Tanrı’nın ve bilhassa bu dünyaya getirilen insanoğlunun karanlık gizemini tasvir etmeye çalıştım. Düşüncelerimi kurabildiğimden beri, Auschwitz-Birkenau’nun ölüm gölgesinin yolunda ilerliyor, anlamak istediklerimin şevki ve anladıklarımın korkusuyla uyanıyorum. "Ben kimim, burada kim doğdu?" gibi soruları kendime soruyorum, Auschwitz’i  "Bir başka gezegen" olarak tanımlayan K. Tzetnik ile tartışma cesaretini bulmak adına… Belki de bu korku ve ani tepkiler Auschwitz’in başka bir gezegen olamayacağını kesin olarak gösteriyor. Bu aynı gezegen, bizim gezegenimiz.
Uluslararası toplum bizler için kollarını açtı. Bizler nasıl yanıt vermemiz gerektiğini biliyorduk; ama her zaman ne soracağımızı bilemiyorduk: Yahudilere karşı yapılan Holokost gerçekten tek mi? Başkaları bunları yaşadı mı? Daha önce milletler insan öldürmediler mi veya şu anda öldürmüyorlar mı? Doğru, Yahudi soykırımı kendi özellikleriyle tek olma niteliğini taşıyor. Bir milleti bütün olarak yok etme fikrini veya "nihai çözüm" adı altında, dikkatle planlanmış, sistemli ve verimli bir biçimde icra etme düşüncesinin tartışıldığından şüphe ediyorum. İnsanoğlunun tarihi hiç de insancıl değil, soykırımlarla dünyayı bir cehenneme dönüştürüldü. Sadece son yüzyılda 140 milyondan fazla insan öldürüldü ve buna sebep olan kanlı eller daha fazlası için bekliyor. Başka milletlerin ıstırabını anlamak, onları tanımlamak için bir soykırımı başka bir soykırımla kıyaslamamıza hiç gerek yok. Yahudi soykırımı öyle şeytani ki, acılarımızı ve ıstıraplarımızı paylaşmamıza izin veriyor. Bunları paylaşsak da, her zaman tahammül edemeyen bir fazlalık oluşuyor. Sadece Hitler değil, Stalin ve Mao da on milyonları öldürdü. 20. yüzyılda Ermeniler, Kamboçyalılar, Rewandalılar ve Bosnanılar öldürüldü. Şu anda soykırım kendini Darfur, Batı Sudan’da gösteriyor. Dünya ise olağan bir şekilde dönüyor sessizce; hâlbuki kan çığlıklar atıyor. Hatta burada, İsrail’de de hiç kimse duymuyor. Bizler Yahudi olabiliriz; fakat kulaklarımız kesilmedi.
İnsanoğlu olarak, nerede olursak olalım biz Yahudiler olarak, bütün kurbanlar olarak, dünyanın bir ucundan öbür ucuna şu mesajın önünde durmalıyız: "Almanya’nın bizlere yaptığı her neyse, bir gün başkalarına başına da gelebilir. Holokost asla, Almanların bir defaya mahsus yaptığı ve sadece Yahudilerin kurban olduğu bir mesele olmayacaktır!  Hitler karanlık bir ormana saklandı ve yüzünü ne zaman, nerede göstereceğini hiç kimse bilemez.
Holokos’tan alınacak dersler, sadece bize özgü değil; onun evrenselliğinin kabul etmemiz gerek. Holokostu tarihin ölü bir dersi gibi kitapların içine koymak isteyenler, onun bize münhasır oldukları konusunda ısrarcı olacaktır. Bugünün ve yarının kitabında bu konuyu yaşayan bir ders yapmak isteyenler, evrensellikte ısrar edeceklerdir. Uluslararası Holokostu Anma Günü de bu dersi sembolize ediyor.
Eğer herkesin alacağı bir ders olmazsa, Holokostun hatırasını, eğitim görevini, değerlerini ve caydırıcı gücünü kaybedecek. Holokostun kendini yeniden gösterebilmesi çok uzakta değil ve o günler gelirse hiçbir anma günü yardımcı olamayacak. Birçok resmi anma günleri ile hiçbir zaman gerçek anma olmayacak. Uluslararası topluluk ne istediğine karar verdi: hazır olan herkese bu dersi öğretmek. Bu bizim de istediğimiz değil mi? "Amalek’in sana yaptığını hatırla" Mutlaka hatırla ve hatırlat; ama sadece Amalek’i, sadece bize yapılanları, geçmiş zaman kullanarak değil…

Haaretz – 01/02/2006
Çeviren: Semih Yasavul